4 Ekim 2010 Pazartesi

ARALIKSIZ SEVDA


Ağır kış gecelerinde aralıksız sevda yağıyordu,
Yoğun kar beyazlığında.
Ve her daim bir formül olup duruyordu aklımda,
Çözmek için yıllarca uğraştığım…
Boş küme olmaktan öteye gitmeyen bir soru(n)…

Bizim ezgilerimiz vardı.
Her notasında yürek kanatan…
Bitmek tükenmek bilmeyen geceler eşliğinde…
Şimdileri uykusuz ve en uzun aralık gecelerinde,
Bendeki hayallerde anarlar seni…
Seni değil, bendeki sevgiyi…

Var olduğumuzu belirtmek için attığımız imza döneminde,
Gece ayrı, gündüz ayrı psikolojideydik…
Gecenin zamana isyanı gibiydi düşüncelerim,
Kapkara ve soğuk…
Zamanın gidişatından payını alamayanlar ile birlikte…
Bizim mecburiyetten hep ama hep
Aynı yerde yürüdüğümüz caddelerimiz vardı.
Zorunluluktan gezdiğimiz sokaklarımız…
Yalnızlık parklarımız…
Elbet kaçamak aşklarımız…
Bizim zaman tünellerimiz vardı.
Ve yüreklere attığımız çarpılar…
İdeolojik kavgaların, psikolojik buhrana dönüştüğü dönemdeydik…
Empoze edebilme yarışları arasında…
Kış geldi mi bu şehre beyaza çevirirdi bütün karanlığı...
Her yerde kendi parlaklığım ve kendi yalnızlığım...
Asıl olan karanlık...
Ruhumuzu kapatırdık sahte beyazlarla
Ve kış geldiği zaman bu şehre,
Tüm yürekler bir olurdu.
Tüm yaşanmış ve yaşanacak karanlıklara inat...
Kış geldiği zaman bu şehre kilitlenir bütün aşklar...
Bir kar tanesinin saflığında yağar,
Umut iklimi vasıtasıyla sevda akşamlarına...

Bizim bitmek tükenmek bilmeyen aralık akşamlarımız vardı.
Her gece molasında bir şiir,
Her şiirde bir aşka yakarış vururdu bizi…
Bizim günümüz gecemiz yoktu,
Bir semaver çayımız, kitaplarımız, elbet olmazsa olmaz şiirimiz…
Öylesine buruk, öylesine yanmış ve öylesine kalmıştık işte!
Bizim yanık aşkımız vardı.
Kavuşulmamışlığın verdiği yardım bekleyen gözler…
Kuralsız hayatımıza bir çit çekmek adına…

Kalem, kağıda ağlar sana şiir yazınca…
Günler geceye ağlar…
Ferhat bana ağlar, Kerem bana…
Bense senin içinde bulunmadığın her ana…
Bizim en acımasız en uzun gecelerde
Sadece
Ama sadece
Sevdiğimizin yüzünü gördüğümüz rüyamız…
Bilinen tüm şiirleri bir aşk hikayesi kabul ettiğimiz hülyamız,
Hayal dünyamız vardı…

Ağır kış gecelerinde aralıksız sevda yağıyordu,
Yoğun kar beyazlığında…
Aralıksız sevda…