Saat gecenin bir yarısı, henüz yeni devralmıştı
geceden dem'i takvim ve savrulmuştu yeni güne zaman... Tam uykuya dalmıştım ki
gecenin sessizliğini bozan bir telefon sesi ile 29 yıl önce bugün var olduğumu anımsadım.
İrkildim, sevindim derken hüzünlendim geçen zaman içinde geçenlere ve hiç
geçmeyeceklere…
***
Geçmiş
demişken, gelişin gidişe eşit olduğu bir hâr… Envai çeşit endişe ile yoğrulmuş bir âdem ne kadar olabilir
ki var? Elbet geçecektir, gelmiş ve gelecek olan… Gelenler, gidenler, kalanlar,
yaralayanlar ve hiç kopmayanlar… Bazen tatlı bazen acıdır imtihan… Böyledir
işte ısırır elmayı, âdemoğlu…
Sahi! Kaç yıl geçti, geçen ömrümüzden?
***
Var
olmak, hazır olmak lazım her dem'e… Madem ki geçer ne diye feryâd eder, insanoğlu…
Geçen yıllarda çok kente uğradım, ikrar vermedim de değil… Gezip, gördüklerim
bir yana durup biriktirdiklerimle yeşerdim durdum… Gönülden gönüle köprüler
kurup, doldurdum yüklenilesi yüklemleri, manalı cümlelerime… Kaybolan yıllar
içinde bulduğum insanlarla dolan ömrüm, gönlüm yeni bir sayfaya dem tutmakta…
***
Geçen
iklimler bir yana asude
bakar oldum kopan yapraklara… Birer birer eksildim, azaldım, sararan yapraklara…
Ağacımdan kopan her yaprakla yaklaştım toprağa… Kaldım, yazıldım seyir
defterine… Buz dağına çarpma kaygım olmasa da geçtiğim yollarda, kaf dağından uzak
durmaktı tek şiyarım… Esen her rüzgarda bol yapraklı bir ağaç olmayı diledim sadece,
her anı dua olan, bir yağmurla hayat bulan, mevsiminde toprağa kavuşmak için
kopan, bir ömür var edeni anan yaprak olmayı diledim durdum…
***
Yol
uzun yol meşakkatli. Bu yol da bir olmak hemhal olmak gerek... Bu seyre dalmak
mavi günlere varmak gerek... Fark etmez zeytinin siyah veya yeşil olması aynı
denizden beslenir doğası… Bilmek gerek… Seyir belli yol belli… Seyreyle şu
kervanı, bir bak… Elbet toplar bu dem hasatı… Kaydetmek istedim seyrimi lakin
yazdım şiir oldu. Her derdim sende son buldu…
***
Olmasam
da kaptan sahibim bir seyir ile deftere… Yazarım elbet gönül ehlini yüreğime ve
ehil olanı özüme… Dur! Bir düşün! Hangi seyre daldın hangi deftere iz bıraktın…
Geçen zaman içinde hangi manaya çaldın…
***
Bir
defter bin seyir olan nakd-i ömrüm…
Kelamın
rehberidir ayn-ı ömrüm…
Gelir
elbet ahir-i ömrüm…
Geçiyor
işte yaprak misali ömrüm…
Halil İbrahim Aydın
Akademisyen
/ Yazar
6
Aralık 2016 03.45