Her özne varlığını ancak yüklemi
ile ortaya koyabilir…
***
Sana
dair kalan son resimleri de yırttım artık, eksildim... Ne öz'ümde sen kaldın ne
de gözümde nem... Ne öznem kaldı ne de bir nesnem... Kalakaldım bir başıma
yüklendim, kimin ve/ya neyin yaptığı cevapsız kalan, en sade yüklemleri...
Geldin, gittin kadar sade... Öyledir semeresi hayatın, her geliş bir gidişe
esirdir, zaman içinde...
***
Herkesin
kendine has bir öz'ü, öznesi, imgesi olur, yüklemin sorgulayacağı... Ve her
hayatın bir öz'ü, özeti olur elbet... Tamlamasız dakikalar yaşaya durdum, sensiz,
öznesiz... Hayat cümlem mi? Bin nedamet...
'Sen'
anlam dünyasının öz'ü, yekpare öz'nesi... Yüklemin sevgilisi bir 'sen'... Öznesi
belli olduktan sonra geniş zamana dem vurur hayat... Birde gizli özne olursa,
heyhat... Sormaya korkarsın yükleme, seven kim diye... Cevapsız kalmak mı?
Eksikliğin resmi...
***
'Sen'
belirlediğim tek imgesin, sorunca yüklendiğim derde, cevabını bulduğum öz'nesin...
Aşık olunası bir gam'zesin, gam yükü paylaşılası bir 'sen'... Sana ulaşmak için
feryat eden ince sesli harflerim vardı elbet büyük - küçük ünlü uyumum... Ve gitti
dememek için Hüsn-i Talil sanatı... Varlığını resmettiğim tuallerim vardı... Söz
yazmaya cesaret edemediğim ezgilerim...
***
Gittin...
Sade bir yüklem... 'Sen' ciğerpare öz'nem, büyük bir özlem... Öz dediğimiz
ademoğlunun özetidir, özne cümlenin, sen ise kim'sesizliğimin... Şartlı
birleşik cümleydi adeta hayatım... 'Sen' varsan, mutluluk var gibi... Yokluğun,
hüznün resmi sanki...
-
Gittin...
-
Giden kim?
-
Sen
-
Bir 'sen'...
Her
özne varlığını ancak yüklemi ile ortaya koyabilir... Gittin işte, sen...
Öz'nesiz kaldım, kim'sesiz, sessiz...
Gittin,
sen'siz kaldım...
Sahi!
Öz'ne?