27 Kasım 2016 Pazar

NEVBAHAR

Kırmızı gülün adının ve anlamının olduğu günlerdi... Bahar misali sen gelmeden Leylâk kokun gelir, sarardı dört yanımı... Baharın ilkinde çiçeklenir, eflâtun aşka gelir dillenir, Sümbül sadece sana imrenirdi... Bir gül bin bahar işte… Son değil elbet öz'de Nevbahar… Bülbül'e her mevsim gülbahar… Kokusu özündedir çiçeğin her bahar…
            ***
Bir çiçek bir ömür; sade bir gönül… Gönül yıkmak, yazı beklerken bahardan olmak, bir aşk uğruna yaprakları koparmak neden? Şimdi hangi makamda yazsam geri gelir özlediğim gözlerin, sade sözlerin… Kelimelerim dökülür yaprak yaprak saman kağıtlar üzerine… Nerden bilebilirdim ki bir gün koparılacağını çiçeğimin...
***
Hangi çiçek açar da avunur artık bahar bilmem... Bir hâr-i firkat düştü gönlüme, silemem... Zaman geçer, ömür geçer de bir tek ellerimden, gönlümden geçiremem, Leylâk kokusu bahardan kalakaldı... Kulağımda yine Sezen'den aynı şarkı, "Begonvil boy vermiştir şimdi. Yasemen basmıştır Bodrum'u".
***
Baharda aşk başka mıdır, bilemem... Papatya nereden bilsin sevip, sevmediğini Nazenin'in... Suçu yaprağa yüklemek ve çoğu zaman kendini betimleyemezken insan, çiçekten medet ummak neden? Dikeni olsa da aynı sudan beslenen, her yanı toprak, özü hayat kokan bir Gül'den, yani bir senden umut etmek neden? Nedensiz ve sensiz sorular kokarken bu dem, yalın bir yalnızlık alır beni benden...
***
Kalem kağıtla hemdem olur, bu dem... Dem be dem geçer kendinden bu ben... Geriye kalır bir aşk-efzâ makamı bir de sen... Böyledir, Efruz'un gece ile hikayesi... Payıma kalır, Gül, Menekşe, Menevşe, Sümbül mevsiminden... Bir de Leylâk kokusu geçen ömrümüzden...
***
Kırmızı gülün adının ve anlamının olduğu günlerdi... Sahi; sizin hiç Karahindiba çiçeğiniz oldu mu? Benim bir defa oldu. Oldu işte… Tam bahar geldi demişken, bir yel ile gönlüm viran oldu… Tuttum derken bir yel esti en derinden ve el ile imtihanım oldu… Soldu içimde zaman… Bahar aynı bahar, değişen bir ilk bir son, sade zaman… Sonu olsa da baharın, kalır kokusu elimde, çiçeğimin…
***
Yaprak misali hayat, yüz tutmuş sararmaya... Bir kopma hali değil elbet, yeşermeye ümit zeminidir... Açmakta mümkün, yeşermekte, elbet solup, kopmakta... Sararıp, koparsa öz'ünü bilir, yaprak… Her çiçeğin öz'ü sade toprak… İnsan toprak çiçek toprak… Kopar zaman yaprak yaprak…
***
            Böyledir çiçeklerle hikayem;
            İlkbahar ya da Sonbahar…
            Bildim, bahar oldu….
            Leylak rayihası gönlüme har oldu.
            Olan oldu.
            Olsun…
            Gönlüme bahar doldu.
            Her zaman Nevbahar oldu.
            Bir bahar; yalnız Nevbahar…

Halil İbrahim Aydın
                                                                                                          Akademisyen / Yazar