Bakü |
Azerbaycan’ın Türkiye, İran, Rusya, Gürcistan ve Ermenistan ile
sınırı bulunmakta ve Doğusunda ise Hazar Denizi tüm güzelliğiyle uzanmaktadır.
Ülkenin yaklaşık 10 milyon nüfusunun 4 milyona yakını Bakü’de yaşamaktadır.
Azerbaycan’ın
başkenti olan Bakü önemli bir kültür ve ticaret kentidir. Hazar denizine
bakması kente ayrı bir güzellik ve katkı sunmaktadır. İhtişamlı binaları, geniş
bulvarları, tarihi dokusu, denizi ve yeşili ile görülmesi gereken bir kent… Bakü
ile ilgili damağımda ve dimağımda kalanları not etmek ve sizlerle paylaşmanın mutluluğunu yaşıyorum. Bakü’ye
nasıl gidilir?, Ne zaman gidilir?, Gezilecek yerler? Bakü Mutfağı gibi sorular
ilk akla gelenler… Elbette bende yola çıkmadan bu soruları düşündüm ve hepsini araştırdım. Notlarımın bir kısmını sizinle de paylaşmak isterim.
Bakü
gezisine, 2000 yılında UNESCO Dünya Kültür Miras Listesi’ne dahil edilmiş İçeri Şeher (Eski Şehir) ile başladık. Tarihi ve kültürel zenginlikleri ile göz
dolduran bu bölge bana göre Bakü’nün en güzel yeri. Dar sokaklar, özgün mimari
tarihi mekanları ile insanı geçmişe yolculuk yaptırıyor.
Eski
Şehir’e ulaştıktan sonra ilk ziyaret noktamız 15. yüzyılda İbrahim Halilullah
tarafından inşa edilmiş Şirvan Şah
Sarayı oldu. Akabinde 2500 yıllık geçmişe sahip olan Kız Kalesi ve Cuma Camii’ni gezdikten
sonra Buhara ve Multani Kervansaraylarını gördük. Birbirine çok yakın olan bu
tarihi mekanların yürüme mesafesinde olduğunu da belirtmek isterim.
Kent merkezinde sokaklarda Targovi ve Nizami Caddesinde yürüyüp şehri yaşamayı deneyimledik.
Akabinde Savaş Ganimetleri Müzesi ziyaret gerçekleştirdik. Özellikle kent
merkezinde bizlere karşı yoğun bir ilgi olması mutluluk vericiydi. Mutlaka
görülmesi gereken bir diğer yer ise Haydar Aliyev Müzesi’dir. Mimar Zaha Hadid tarafından çizilen Haydar
Aliyev Müzesi Bakü’nün mimari şaheseridir. Elbette şehrin neredeyse her
yerinden görülen gece ayrı gündüz ayrı güzellikte olan Alev Kuleleri de görülmesi gerekenler arasındadır. Alev kuleleri ile
Şehitlik çok yakın yürüme mesafesinde olduğunu da belirtmek isterim.
Sonraki rotamız ise Abşeron Yarımadası oldu. Abşeron Yarımadası’nda dünyadaki Üç Mecusi (Zerdüşt) tapınaktan biri olan Ateşgah Mimari Kompleksi’ni gördük. Ateş mabedi anlamına gelen Ateşgah büyüleyici bir yer. Altıgen şekilde 24 hücreli bir mekan… Halen yanan ateşler ise büyüleyici... Son derece ilgi çekici olan ve içindeki ateşi yüzyıllardır sönmeyen bu yapı, Mecusi inanışına göre belli başlı Hac mekanlarından birisidir. Ziyaret esnasında çok sayıda turist ile birlikte gezme şansımız oldu. Özellikle Hindistan, Pakistan ve İran’dan yoğun ilgi olduğunu söyleyebilirim. Ateşgah'tan çıkıp, Yanardağ'a doğru giderken yol üstü köyleri ziyaret edip, Azerbaycan halkı ile sohbet ettik. Yolda gördüğümüz petrol pompaları Bakü'nün doğal zenginliğini gösterir nitelikteydi.
Ateşgah gezimizin akabinde ünlü seyyah Marco Polo’nun “Ateş Ülkesi” adını yakıştırdığı Yanardağı ziyaret ettik. Yanardağ yer altından çıkan doğalgazın etkisiyle yüzyıllardan beri yanmaya devam ediyor. Merdivenlerde oturup izlemenizi öneririm. Şansınız varsa yanardağın tepesinde atlı birilerini görürseniz gerçekten unutulmayacak bir deneyim edinmiş olursunuz. Yanardağdan çıkmadan evvel içinde tarihi eserlerden oluşan mini bir müze olduğunu hatırlatmak isterim.
Bakü’nün
güneyinde yer alan, Azerbaycan’ın arkeolojik eserler bakımından en zengin
bölgesi olan ve UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Gobustan’a doğru yola çıktık. Hazar Denizi’nin yakınlarında, eski
Şirvan yolu üzerinde bulunan Gobustan; açık hava müzesi olarak da adlandırılmaktadır.
Bir şehri anlamak için sadece geçmişi anlatan tarihi mekanlar ya da turistik alanlar değil, içinde bulunduğumuz zaman dilimini anlamak için halkın gittiği yerlere gidilmesini de çok önemsiyorum. Özellikle Bakü Sederek ticaret merkezi bunlardan biriydi. Kapalı çarşıya benzer büyük bir alanda aklınıza gelecek her türlü ürünün ticareti yapılmakta. Bu merkezin yakınında yer alan İran mimarisini andıran Cami ve diğer yapılar da görülmeye değer nitelikteydi… Ancak şehir merkezinden biraz uzak olduğunu söylebilirim. Benzer şekilde Yaşıl Bazar'da halkın yoğun olarak gittiği görülmesi gereken bir yerdir. Bizim gezi tarihimiz Azerbaycan Grand Prix'sine denk gelmişti. Bu durum hem avantaj hem dezavantaj oluşturdu. Keyifli yarışlara tanıklık ederken öbür taraftan İstanbul'u aratmayan bir trafikle karşı karşıya kaldık. Sederek ticaret merkezinde Bakü Merkeze giderken tesadüfen bulduğumuz Bibi Heybat Camii de mutlaka not etmeniz ve görmeniz gereken bir yer.
Gezilecek Yerler
Şirvan
Şah Sarayı
Qız
Qalası (Kız Kulesi) ve Cuma Camii
Buhara
ve Multani Kervansarayları
Nizami
Caddesi
Targovi
Caddesi
Alev
Kuleleri
Bakü
Bulvarı
Haydar
Aliyev Kültür Merkezi
Ateşgah
Yanardağ
Gobustan
Milli Parkı
Azerbaycan
halı Müzesi
Azerbaycan
Devlet Filarmonisi
Yemeğe geçmeden evvel çaydan
bahsetmek isterim. Evde, cafede veya herhangi bir mekanda nerede olursanız olun çaylar
porselen demlikte geliyor, çay tabaklarındaki zevk ve incelik çaya ayrı bir
tat veriyor. Tat demişken şekerden ziyade çayın yanında gelenler ilgimi çekti.
Karpuz reçeli, kiraz reçeli, ayva reçeli, çerezler, kuru meyveler ve çok daha fazlası… Oysaki biz sadece çay istemiştik. Çay olayı tam
anlamıyla deneyimlenmesi gereken bir muhabbet… Halen Azerçay arayışı içerisindeyim tadı ve kokusu gerçekten çok güzel... Ayrıca Feyxoa meyvesinden
yapılan komposto da önerilerim arasında
yer almaktadır. Son olarak Şıra da denemeden dönmemelisiniz.
Yemek ile ilgili şanslı olduğumu söyleyebilirim. Dostlarımızın yemek davetleri sayesinde son derece orjınal yerel lezzetleri tatma şansımız oldu. Aklımda kalanları sıralamak isterim.
Soğuk Başlangıç ve Salatalar
Pendir çeşitleri
Taravuz Buketi
Toyuq Salatı
Yemekler
Dolma üzüm yaprağından
Lüla Kebabı
Antrekot ve Tika Kebabı
Taravuz Kebabı
Balık, karider ve diğer deniz
ürünleri
Bıldırcın
Khinkali
Şah Pilavı, kuru kayısı, kestane, safran, badem derken kendinizi özel hissedeceğiniz bir yemek...
Şirniyyat - Phaklava, cevizli, şerbetli ve bayatlamayan baklava, tadı halen damağımızda...
Son olarak, modern görünümü ile Haydar Aliyev Uluslararası Havalimanı da gezilmesi, görülmesi gereken bir yer.
Okuyan, yazan ve gezen biri olarak belki de karşılaşacağım en güzel resmi Bakü'de yakaladığımı düşünüyorum. Bir kütüphanede resmedilmiş Nizâmî-i Gencevî'nin resmini ve sözlerini sizinle paylaşarak Bakü Gezi Notları yazımı sonlandırıyorum.